Son zamanlarda Adalet Bakanlığı, Mortgage başvurusunda sahte bilgi sağladığı iddialarıyla ilgili olarak Lisa Cook'un da dahil olduğu Federal Rezerv Kurulu üyeleri hakkında bir soruşturma başlattı. Amaç, iddiaların Başkan Jerome Powell üzerindeki olası etkilerini daha iyi anlamaktır.

Edinilen bilgilere göre, bu soruşturma federal savcılar tarafından yönetiliyor ve Cook'un Michigan, Ann Arbor ve Georgia, Atlanta'daki mülkleriyle ilgili kanıtları büyük jüri aracılığıyla topluyor. Bu haberin kaynağı Wall Street Journal.

Soruşturma, Trump'ın başkan olarak Federal Konut Finansmanı Ajansı'nın başına geçmesi için aday gösterdiği Bill Pulte'nin yasal eylemleriyle başladı. Pulte, Lisa'yı ipotek dolandırıcılığı yapmakla suçlayarak adli makamlara iki ceza ihbarında bulundu. Trump, bu suçlamayı, kendisini destekleyecek bir aday ile değiştirmek amacıyla onu görevden alma girişimini desteklemek için kullandı. Trump, medyaya, Fed yönetiminde çoğunluğu bir an önce elinde bulundurmak istediğini ifade etti.

Lisa'nın avukatı Abbe Lowell kamuya açık bir yorumda bulunmadı, Adalet Bakanlığı da bu konuya yanıt vermeyi reddetti. Ancak mahkeme belgeleri, Lisa'nın Beyaz Saray'ın eylemlerinin sadece onu devirmek için uydurulmuş bir bahane olduğunu ve siyasi gündemini yürütmek için yapıldığını düşündüğünü gösteriyor.

Lisa, geçen ay Trump'ın onu işten çıkarmaya yönelik eyleminin yasadışı olduğunu iddia ederek dava açtı ve davanın görülmesi sırasında görevden alınmasını önlemek için acil bir emir talep etti.

Öte yandan, Beyaz Saray, Federal Rezerv Yasası'na göre, başkanın "meşru nedenler" altında Fed üyelerini görevden alabileceğini belirtti ve onların eylemlerinin yetki alanına girdiğini savundu. Lisa'nın hukuk ekibi, onun asla dolandırıcılık yapmadığını ve gerçek amacının Fed'in bağımsızlığını zayıflatmak ve Powell'ı görevden almak olduğunu iddia etti.

Olayın merkezinde Lisa'nın işlediği üç ipotek başvurusu var. İlk iki başvuru, Ann Arbor ve Atlanta'daki mülkleriyle ilgilidir. Her ikisi de 2021'de teslim edilen kredi belgelerinde onun ana ikameti olarak işaretlenmiştir. Bu kendi başına yasadışı değildir, çünkü bazı kredi verenler bu duruma izin verir, ancak Pulte, bununla Lisa'nın sadece ev alımında yaşayanlar için sunulan düşük faiz oranlarını elde ettiğini düşünüyor. Üçüncü mülk ise Massachusetts'teki Cambridge'de bulunan bir daire olup, ikinci ikamet olarak listelenmiştir ve Lisa o dönemde buradan kira geliri elde etmiştir.

Pulte, Cambridge'teki kredilerin de kuralları ihlal ettiğini iddia etti, çünkü şartları mülkün esasen sahibi tarafından kullanılması gerektiğini, kiraya verilmemesi gerektiğini belirtiyor. Ancak kredi belgeleri kiralamayı açıkça yasaklamıyor. Lisa, kira almadığını inkar etmedi, ama hiçbir yanlış yapmadığını ısrarla savundu.

Bu araştırma Adalet Bakanlığı'nın kıdemli yetkilisi Ed Martin tarafından yönetilmektedir, Adalet Bakanı Pam Bondi onu kamu görevlilerinin ipotek dolandırıcılığını araştırması için atadı. Ed, Trump'ın yeniden iktidara gelmesinin erken aşamalarında Washington DC'de geçici ABD Savcısı olarak görev yaptı, ancak 6 Ocak'taki Kongre isyanı sanıklarını desteklediği için Senato onayı alamadı.

Lisa, hukuki baskı altındaki tek Trump rakibi değil. Benzer ipotek dolandırıcılığı suçlamaları, başkanın güçlü eleştirmenleri olan New York Eyalet Başsavcısı Letitia James ve Kaliforniya Senatörü Adam Schiff'e de yöneltilmiştir. Lisa'nın soruşturması, federal hükümetin siyasi tehdit olarak görülen kişilere yönelik daha geniş bir eylemin parçası gibi görünüyor.

Ancak gerçekte, ABD'de ipotek dolandırıcılığı nedeniyle hapse girme olasılığı çok düşüktür. En son verilere göre, geçen yıl yalnızca 38 kişi federal ipotek dolandırıcılığı suçundan mahkum edildi ve binlerce kişi arasında ortalama ceza süresi yalnızca 14 aydır.

Ayrıca, Philadelphia Federal Reserve Bank, 2023 yılında tek ailelik konut yatırımcılarının yaklaşık üçte birinin, satın aldıkları mülklerde yaşadıklarını yalanladığını bildirmiştir. Bu, dolandırıcılığı kanıtlamak için niyetin de ispat edilmesi gerektiği anlamına geliyor. Lisa'nın savunması, belgelerde hatalar olsa bile, kimseyi kasıtlı olarak yanıltma niyetinin olmadığını vurgulamaktadır.