Son zamanlarda finans piyasalarında alışılmadık bir sakinlik gözlemleniyor, özellikle de ikinci faiz indirim dalgasının yaklaştığı bu dönemde. Bu sakinlik, insanlara bir güven duygusu vermek yerine, aksine huzursuzluk ve tetikte olma hissi uyandırıyor.

Pazarın anormal sessizliği iki durumu işaret edebilir: Birincisi, Fed'in önemli bir hamle hazırlığında olabileceği, piyasa beklentilerini bastırmak isteyerek, piyasa hareketinin erken tüketilmesini engellemeye çalışması; ikincisi, büyük kurumsal yatırımcıların, piyasanın duraklama döneminde gizlice pozisyon alarak, gizlice hisse topluyor olmaları.

Bu arada, küresel fonlar güvenli liman arayışıyla altın pazarına akmaya devam ediyor ve altın fiyatları sürekli olarak tarihî zirveleri yeniliyor. Bu fenomen, yatırımcıların mevcut ekonomik duruma dair endişelerini yansıtıyor.

Bu yüzeysel sakinliğin altında, aslında iki potansiyel büyük risk faktörü olgunlaşıyor:

Öncelikle, Çin-ABD ticaret müzakerelerinin ilerleme durumu, küresel piyasa duygularını etkileyen ana değişken olmaya devam ediyor. Herhangi bir ilgili haber, piyasalarda büyük dalgalanmalara neden olabilir.

İkincisi, Japonya, küresel olarak negatif faiz oranı politikası uygulayan son büyük ekonomi olarak, faiz artırmaya karar verirse, büyük ölçekli küresel sermaye akışlarını tetikleyecek ve çeşitli piyasalarda derin etkiler yaratacaktır.

Genel olarak, mevcut piyasanın sükuneti, fırtınadan önceki kısa bir sessizlik olabilir. Bu kritik dönemde, yatırımcıların yüksek bir dikkatle makroekonomik gelişmeleri ve politika değişikliklerini yakından takip etmeleri, olası piyasa dalgalanmalarına hazırlıklı olmaları gerekmektedir.