Avuç içi hafifçe çevrildiğinde, önümüzde bir boşluk beliriyor. Bu basit gibi görünen hareket, derin bir felsefi anlam barındırıyor. Boş el, bırakmayı, kabullenmeyi veya yeni bir başlangıcı simgeliyor olabilir. Bize hatırlatır ki, bazen en güçlü duruş, herhangi bir şeye takılı kalmamaktır. Bu maddi dünyada, boş el belki de gerçek önemli olanı yeniden değerlendirmemizi sağlayabilir. Özgürlüğü, potansiyeli ve sonsuz olasılıkları temsil edebilir. Boş elin değerini takdir etmeyi öğrendiğimizde, gerçek zenginliğin her zaman sahip olmaktan değil, iç huzur ve memnuniyetten kaynaklandığını keşfedebiliriz. Bir sonraki sefer, avuç içinizde hiçbir şey olmadığını gördüğünüzde, durup düşünmeyi deneyin: Bu boşluk size ne tür bir ilham verebilir?